insan

İnsan…Bir fasulye iken, içi dışı elle
tutulan tutulmayan onlarca şeyle dolu varlık olduk.Ve yine yaratılmışın en
hünerlisi yalan ve riya yapabilme özelliği olan insana dair değil mi?şu
fasulyeye bakar mısnız? Kuran  ezberimde değil ama bazı ayetler mıh gibi
aklımda kalır bazen okuduğumda.bir tanesin de ,  infitar suresinde 
”O Allah’ki seni, (yoktan ) yarattı , düzenledi,ölçülü bir biçim verdi” ayeti
geçiyor. Sahi peki bu hale nasıl geliyoruz?birilerii mi getiriyor..eğiten
anneler mi? eğitilmemiş babalar mı? her bir yeni çağ yeni insan tipi mi sunuyor
yeryüzüne? şimdi de elon musk sarmış heryanı.kitabının adı ise ”geleceği inşa
eden adam…”nasıl ürkütücü..aslında adamın neler hazırladığını öğrense her
bir anne  çocuğunun gelecekte karşılaşacakları için kaygı duyardı..oğlunu
incecik bir kumaş parçasına kundağa sardığı sade naif normal bir kesimden
insanmış gibi çekilen fotoğrafını görmüşsünüzdür.oğluna verdiği telafuz bile
edemediğimiz  iismi  ise geleceğin yaşam şeklini anlatıyormuş.peki bu
en tepedekiler bize ne yapıyırla r da biz partiler görsel şölenler tüketim
manyaklığı içinde mutsuz birer insan yığını haline geliyoruz?değerler eğitimi
denen şey 2005  ve sonrası birçok gencin henüz hiç duymadığı
bilmediği  bir terim bile olabilir.aslında vatan millet özümüz imanımız
denince aslında mücadele etmek zorunda olan bizlerdik..ne yazık ki bir davamız
yok. ..gençlerimizin elinde iyiliğe bilgeliğe ilim irfana kullanmadıkları
teelefoları  ile haşır neşir halde her bi fasulye bilinmeyen zaman
dilimlerine doğru hızla ilerliyor ..hergün  ekranlarda izleyip
durduğumuz aile sevgili nişanlı platonik ahlaksız ilişkilerin çeşitli cinayet
haberleri , katliama uğratan ve uğrayanların yaşına gelince bilinçaltlarında
normalleşmiş birer davranış olarak birçoğunda ortaya çıkacak bbu kesin..medya
imparatorlarının da ekranlara reyting hırsı  hizmeti ile tabi..sevgi ne
onu bilemiyoruz belki de .birşeyleri hep zannediyoruz..şiddeti sevgi sanan o
kadar çok bilinçsiz insanlarız belki de. hatta eş sevgili olarak hayatınızın odağındadır bu insanlar
siz hiçbir zaman anlamazsınız neyin içinde oldğunuzun…ekranlarda bir bir
yitip giden hikayeler hep sevgi zannedilen şeylerle başlamıştır belki
de.Örneğin ne hissettiğinize ve nasıl davranmanız gerektiğine o karar verir.
Kontrolcü ve tahakkümcüdür. Sürekli eleştirir. Zayıf yönleriniz, hatalarınız ve
son derece insani olan tüm başarısızlıklarınız karşısında sizi utandırır. Güçlü
yönlerinizi baskılayarak bir kurban konumunda kalmanız için çabalar. Geçmişte
yaşadığı başka ilişkileriyle sizi kıyaslar. Başkalarıyla flört eder hatta
aldatır. Küçük düşürür. Aşağılar. Sorumluluk almaz. Arkadaşlarla birlikteyken
farklı, çok zarif, anlayışlı, olgun biri gibi davranır. İkiniz yalnızken
içinden başka bir insan çıkar, daha doğrusu özü. Aranızdaki sorunlar nedeniyle
sizi suçlar. Olanların sizin suçunuz olduğunu söyler. Hatta duygusal
manipülasyon teknikleri kullanarak sizin bir ruhsal probleminiz olduğunu size
inandırarak kendinizden şüphe etmenizi, gittikçe çaresiz ve aciz bir konuma
girmenizi sağlar. Kıskançlık yapar. Buluttan nem kapar. Sizi yalnızlaştırır.
Başkalarıyla görüşmenizi engelleyerek aileniz ve arkadaşlarınızdan
uzaklaştırır. Böylece yardım almanızı zorlaştırır. Uyguladığı tüm şiddeti inkâr
eder. Ayrılmaya kalkıştığınızda kendisini ya da sizi öldürmekle tehdit eder.
Sonra geçici bir süreyle size çok farklı ve çok iyi davranmaya başlar. Sözler
verir, vaatler de bulunur. Sizi geri döndürmeyi başardığında bir süre sonra
tekrar eski haline döner. Bu kez daha fazla bir baskıyla daha büyük bir güç
gösterisi yapar. Bu süreç daima yukarı doğru çıkan bir sarmaldır.bu hep aynı
kısır döngü içinde döner durur.bilinci açılana geçmiş olsun..bilinci açılmayan
her şiddet mağduru (erkek kadın çocuk farketmez ) bulunduğu yerden kaçmadıkça
sonları 3. sayfa haberidir ne yazıkki..

Şiddet diğer suçlar gibi
bedeli ödenmediği müddetçe devam eder. Şiddet uygulayandan uzaklaşmak onun
ödeyeceği bir bedeldir. Şiddete uğrayan şiddet uygulayanı yeterince sabrederek
düzeltebileceği, yeterince çabalayarak tedavi edebileceği, hatta onu sevgisiyle
değiştirebileceği gibi son derece imkânsız yollarla zaman kaybetmektir …
fasulye iken bunları
öğrensek keşke….ama düşe kalka öğrenmek hayatın gerçeği..hatalarımızı
boynumuzda elmas kolye misali taşımak lazım belki de ..aldığımız dersleri hiç
unutmamak kaydı ile.. madem ki insan verdiği kararların ürünü olan bir hayat
yaşar, o halde en büyük hedef annelerin oğullarını ve kızlarını iyi bir ahlak
önderliğinde , bir çocuğa kazandırılacak en kritik becerilerden biri olan , hem
de  hayatının her döneminde ona en iyi yoldaş olacak olan ” karar verme
becerisi” olabilir..olmalıdır..ya da olsun lütfen …
 
 
 
 

İlk Yorumu Siz Yapın

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir