Her gün e-posta kutuma düşen dünya haberlerini okuya okuya , şok ola ola asıl korkutucu olanı kaçırıyorum bence.oda şu; giderek güvencesiz, yersiz yurtsuz ve geleceksiz kaldığımız bir devirde, dünya ve sistem karşısındaki savunmasızlığımızı telafi etmek için daha fazla kendimize odaklandık bence . Hatta hiç olmadığı kadar dünyaya bireyin ya da benliğin göz hizasından göz hapsine almışız ve neredeyse patolojik düzeyde kendimize ihtimam gösteriyoruz. Psikoloji artık polyannacılık suratları ile dolu bu düzende sürekli kontrol edilmesi gereken sürekli bir şey haline geldi. Savunmasız kaldığımız için kendi küçük dünyamızı tamamen psikolojikleştirerek sürekli tetikte bekler bulmaya başladm kendimi. Mutluluk artık tek tık ile satılan bir şeye dönüştü ve artık sapkınca takıntı haline geldi. Bireyin ya da benliğin bencilce merkezde olduğu kültürel kodlar da kendisiyle beraber çeşitli mecburiyetleri emreder oldu bee .mutlu ol, kendine güven, kendini sev, sen sen muhteşemsin.negatiflikten uzaklaş ve pozitif ol. Artık gıcık olduğum şey bu pozitiflik. belki de surat asmanın sağlıklı zihin belirtisi sayılması gereken bir çağda Demoklesin kılıcı gibi tepemde duruyor mübarek.
Bu mecbur kadlğımz pozitiflik anlatısı bir dayatmaya halini aldı. Fransanın bangladeşe yaptığı kurbağa stratejisi gibi.Hayatı pozitif negatif gibi sığ ikiliklere sıkıştırıp ilişkilerimizi tek boyutlu değerlendirmelere hapsedebiliyoruz. Kadın pozitif AA 10 puan. Adam suratı asık kaç kaç.Bu durum bir çeşit empatiden uzak bence. Etrafımızdaki insanlardan sürekli pozitif olmalarını beklemek, bunu standart bir talep olarak sunmak, bencilce bir ilişkilenmeyi ortaya çıkarıyor. Yani bana hizmet et diyorsun ! Karşımızdaki kişinin sanki bizden ayrı bir hayatı ya da senden gayrı ruhu ve en önemlisi çocukluğu yokmuş gibi.bence Hepimiz kendi çocukluğumuzun tanrısıyız.ben ne perde ne halı ne bla bla cix fiyakalı bir görsel şölen ritminde olamadım hiçbir yaşımda. Beni şuan tüm tiyatrolara gidemediğim , tüm coğrafyayı gezemedğm, tüm göllerde yüzemediğim zamansızlık, tüm seminerlere gidememek, tüm kitapları alamadğm , tüm müzeleri gesemedğm , bu servet eşitsizliği bozdu. Ya da ben sürüden olmayınca bozuk addedildim.
Yorum Bırak