istihâle

dünya avcumun içinde ve o dünyayı benim istediklerim, hayallerim ve doğrularım yönetiyor.bir yanım tutsak olsa da doğal olarak , bir yanım daima kuşlar gibi özgürdür artık. eğer kuralalrı tam olarak benimsediysem , (ki cevabım evet ) dilediğim gibi yönetebilirim hayatımı. keza içerimde ne varsa dışarıma da o tezahür ediyor .Ve unutmuyorum , bu içeriden dışarıya bir yolculuk. varılacak yerim yok, sadece yolum var..eklemeliyim ki, bu spiritüalizm dünyasında derinleştikçe , hiçbirşeye mahkum değilim .saddce kendimle çalışmam gerekmekte.yeter ki, başkasını , başkalarını, dış dünyadan bana bakanları , beni sevmelerine ikna etmek yerine , gerçek sevginin duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarımın karşılandığı bir alan olduğunu öğrendiğim yaşımla tanışıyorum ..sevmek ve sevilmek uğruna kendi hayatımdan vazgeçmek denen kurban bilincini terkettiğim bir devranın sularına bıraktım kendimi .kendi güzelliğimi (manen ve ulvi ) nehirde izlerken yok olup gidecek bir kişi yada kişilerin yolculuğuna eşlik etmek yerine, kendimi saygı ve sevgiyle kucaklayacak bir yol bulmayı hedefledim ve artık biliyorum ki bu nehrin suyunda pek çok insan boğulsa da , bir çoğu da yüzmeyi öğrendi..kontrolün avcumda olduğu gerçeğini deli gibi savunuyorum. .ve aydınlanmanın ön koşulu şu idi: önce , herşeyden ve herkesten önce , kendim için gerekli olan gördüğüm şeyi yapan tuğçe gelmeli. .seçtiğim yolculuğuma tek başıma çıktım . ve bu yolculuğun onuru eşzamanlı olarak çevremdeki insanlara aktarılacağının farkındayım .sartre nin dediği gibi. herkes , kendi seçimidir.ben de, seçimimi değişerek varlığıma tezahür eden o ulvi iyi histe kalma anlarını biriktirmeye adıyorum kendimi.ve tabiki gelişmeye .lafın özü; çırpınmayan kuşa gökyüzü verilmiyormuş.

İlk Yorumu Siz Yapın

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir